Bağışıklık sistemi, vücudu zararlı çevresel maddelerden, özellikle de bakteri, virüs, mantar veya parazit şeklindeki patojenik (hastalığa neden olan) organizmalardan korur. Bağışıklık sisteminin sağlığı korumak için viral patojenlerle savaştığı birkaç yol vardır.
Tüm bu işlevlerin yerine getirilmesi ve sürdürülmesi için mikro besinler (çeşitli vitamin ve mineraller) gereklidir. Vücudun birçok yüzeyini kaplayan ve koruyucu bir bariyer görevi yapan epitel hücrelerin korunmasına katkıda bulunurlar. Antimikrobiyal maddelerin üretimine, bağışıklık hücrelerinin olgunlaşmasına ve çoğalmasına yardımcı olurlar, virüslerin çoğalmasını engellerler ve antikor üretimini uyarırlar.
Yayınlanan güncel kaynaklar Covid-19’da beslenmenin bağışıklık sistemini desteklemesindeki rolü hakkında “İşlevini yerine getiren bir bağışıklık sisteminin korunmasına normal bir beslenme alışkanlığı yardımcı olmaktadır. Özellikle covid-19’a karşı savunması daha düşük olan yaşlıların normal bir beslenme durumuna sahip olduklarından emin olmak önemlidir’ vurgusu yapmaktadır.
C Vitamini
Bağışıklık sisteminin temel bileşenlerinden biri C vitaminidir. Bakteriyel enfeksiyonların erken evresinde bakterinin yayılımını sınırlamak, enfeksiyonun ilerlemesini durdurmak ve antikor üretimini düzenlemek için önemli bir faktördür. Bununla birlikte güçlü bir antioksidandır.
C vitamini takviyesi soğuk algınlığı riskini azaltmasa da yapılan kapsamlı bir araştırmada özellikle besinlerden düşük seviyede C vitamini alan kişilerde takviye kullanımının zatürre riskini düşürdüğü anlaşılmıştır. Bunun yanı sıra C vitamini takviyesinin üst solunum yolu enfeksiyonlarının (ÜSYE) şiddetini ve süresini de azalmakta olduğu düşünülmektedir.
COVID-19 ve C vitamininin ilişkisinde ise çalışmalar kritik COVID-19'lu hastaların düşük C vitamini değerlerine sahip olduğunu gösteriyor. Çin'de yapılan bir araştırma ile kritik COVID-19 hastalarında C vitamini takviyesinin ölüm oranını önemli ölçüde azalttığı sonucuna varılmış. C vitamini tedavisinin uygulandığı başka bir çalışmada, tedavi gören beş şiddetli COVID-19 hastasından dördünde kandaki enfeksiyonda düşüş gözlemlenmiş. Yapılan diğer araştırmada ise C vitamininin doğrudan damar yoluyla uygulanması, hastaların enfeksiyonlarında azalma sağlamıştır. C vitamini ile damar yolu tedavisi uygulanması COVID-19 ile ilişkili olan enfeksiyon kaynaklı şok ve solunum sıkıntıları üzerinde faydalı etkiler göstermiştir.
C vitamininin en zengin kaynakları narenciye, çilek, yeşil yapraklı sebzeler ve domatestir. Önemli olan bir diğer nokta ise bireylerin COVID-19 ile ilişkili olarak C vitamini takviyesi almanın gerekip gerekmediğidir. Bazı araştırmacılar, takviye önermek için yeterli kanıt görmezken bazı araştırmacılar C vitamini takviyelerini COVID-19 için umut verici tedavilerden biri olarak tanımlamaktalar.
C vitamininin yaklaşık olarak günlük 200 mg tüketimi faydalıdır. Daha yüksek oranda alımı ise enfeksiyonlu hastalarda veya enfeksiyon riski yüksek olan hastalarda faydalı sonuçlar verebileceği vurgulanmaktadır.
D Vitamini
D vitamini vücut için önemli bir bariyer olan epitel hücrelerin bütünlüğünü korumaya ve bağışıklık hücrelerinin üretimine yardımcı olur. Bakteriyel enfeksiyonların yayılımını engeller. Ayrıca, D vitamini bağışıklık hücre yanıtlarını düzenler ve COVID-19 gibi enfeksiyonlara tepki olarak bağışıklık sistemini kontrol etmeyi sağlar.
Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bilimsel çalışmalar, D vitamini seviyeleri ile solunum yolu enfeksiyonları riski arasında bir ilişki bulmuştur. Yapılan bir çalışmada D vitaminin influenza (bulaşıcı solunum yolu hastalığı; grip) aşılarının faaliyeti üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışma sonucunda D vitamini eksikliğinde belirli influenza gruplarına karşı korunma yeteneğinde azalma olabileceği sonucuna varılmıştır. Yeterli D vitamini seviyeleriyse hem yetişkinlerde hem de çocuklarda akut solunum yolu enfeksiyon riskinin düşmesiyle ilişkilendirilmiştir.
Güçlü kanıta dayalı birkaç çalışma, D vitamini takviyesinin solunum yolu enfeksiyonları riskini azalttığını göstermektedir. Farklı çalışmalarda da yüksek doz D vitamini takviyesinin, kritik hastaların durumunu iyileştirdiğini ve hastanede kalış sürelerini kısalttığını bildirmiştir.
COVID-19 bağlamında yapılan çalışmalar sonucunda, hastalığın ciddiyetinin D vitamini durumu ile bağlantılı olduğunu söylemek mümkündür. Avrupa’da yapılan bir çalışmada, 70 yaşın üzerindeki bireylerde COVID-19 testi pozitif olan hastaların, negatif olanlara göre daha düşük D vitamini seviyelerine sahip olduğunu bulunmuştur. Yapılan çalışmalar düşük D vitamini seviyelerinin hastalık durumunda daha kötü sonuçlarla bağlantılı olduğunu bize söylemektedir. Başka bir çalışma ise hastanede yatan COVID-19 hastalarında ciddi D vitamini eksikliği olan hastaların ölüm oranının, yeterli D vitamini düzeyine sahip hastaların ölüm oranına kıyasla önemli ölçüde daha yüksek olduğunu gözlemlemiş.
Bazı besinlerin bir porsiyonlarında bulunan D vitamini miktarı;
E Vitamini
C vitamini gibi, E vitamini de güçlü bir antioksidandır. Eksikliği, bağışıklık sistemi hücrelerinin aktivitesini, zararlı mikroorganizmalarla savaşı ve antikor üretimini azaltır. E vitamini takviyesi ile çeşitli bağışıklık fonksiyonunun iyileştirdiği birçok çalışmada gösterilmiştir.
Klinik çalışmalar sonucunda kan değerlerindeki yüksek E vitamini seviyelerinin 60 yaşın üzerindeki yetişkinlerde daha düşük enfeksiyon riskiyle ilişkili olduğu bulunmuştur.
Bunun yanı sıra E vitamini takviyelerinin bağışıklık fonksiyonunu iyileştirdiğini ve yaşlı yetişkinlerde ciddi solunum yolu enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle, özellikle yaşlı yetişkinlerde ve kalp sorunları olanlarda E vitamini alımının artması COVID-19 riski açısından faydalı olabilir.
Beslenme ile E vitamini alımını arttırmak için fındık, ceviz gibi sağlıklı yağ asitlerini içeren yağlı tohumlar, bitkisel yağlar, yeşil yapraklı sebzeler ve E vitamininden zenginleştirilmiş tahıllar tüketilebilir.
Çinko
Çinko bağışıklık fonksiyonunda hayati bir rol oynar. Bağışıklık hücrelerinin gelişimini teşvik etmekle birlikte SARS-CoV virüsü de dahil olmak üzere RNA virüslerinin replikasyonunu (genetik materyalin kopyalanması) engeller. Çinko eksikliği bağışıklık hücre fonksiyonun görevini yerine getirmesini olumsuz etkiler ve enfeksiyon faktörlerinin üretimine neden olur.
Bununla birlikte, çinko takviyesi, bağışıklık sistemi üzerindeki bu olumsuz geniş kapsamlı etkileri düzeltebilir. Çinko alımının, çinko eksikliği olan yaşlı yetişkinlerde enfeksiyonu azalttığı gösterilmiştir. Var olan eksikliği düzeltmek için yapılan takviyenin cilt enfeksiyonları ve ishal riskini azalttığı da saptanmıştır. Bazı çalışmalar, takviyenin solunum yolu enfeksiyon riskini azalttığını göstermektedir. Çeşitli sistematik incelemeler, çinko takviyesinin soğuk algınlığı süresini kısalttığını, çocuklarda zatürree riskini düşürdüğünü ve şiddetli zatürreesi olan yetişkinlere verildiğinde ölüm oranını düşürdüğünü göstermektedir.
Güncel kanıtlarda COVID-19'da çinkonun önleyici veya tedavi edici değerine ilişkin veriler yetersizdir. Çinkonun virüs replikasyonunu engelleme, enfeksiyonu azaltma ve solunum yolu enfeksiyonlarının seyrini etkileme yeteneği göz önüne alındığında, COVID-19 için yararlı bir önleyici ve / veya terapötik önlem olabileceği düşünülmektedir. Çinko için günlük ihtiyaç 8-11 mg’dır. Ancak günde 30-50 mg'lık daha yüksek bir alımın, enfekte olanlarda COVID-19 ile savaşmaya yardımcı olabileceği öne sürülmüştür. Bu durum özellikle yaşlı yetişkinler için geçerli olabilir, çünkü çinko eksiklikleri yaşlı yetişkinlerde çok daha yaygındır.
Bazı besinlerin bir porsiyonlarında bulunan Çinko miktarı;
Tüm bunlar özetlendiğinde D ve C vitaminlerinin yanı sıra çinko ile takviye, COVID-19 bağlamında koruyucu veya virüse maruz kalan bireyler için tedavi amaçlı olarak faydalı olabilir.
Takviye kullanırken doktor veya diyetisyeninize danışmayı unutmayın.
Diyetisyenlerimizden randevu almak için tıklayınız.
UYARI: Bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı yazılmıştır.