Günümüzde özellikle depresif belirtileri yoğun şekilde deneyimleyen bireylerin bu dönemde sıkça özeleştirilerde bulunduğu görülmektedir. Bunun sebebi, birçok zaman yaşantı ve deneyimlerin yanlış bir şekilde kişiselleştirilmesi ve yorumlanması olabilmektedir. Kişinin kendi kendisine yaptığı eleştirilerin kendine yönelik öz-şefkat eksikliğinden kaynaklanabildiği gibi, başkasına gösterilen anlayış ve hoşgörü çoğu zaman kendiliğe gösterilmemektedir.
Özellikle depresif belirtilerin arttığı dönemlerde kişiliğin zayıf ve güçsüz bulunması ile birlikte değersizlik hissi kişiyi üretkenlikten alıkoyarak içe çekilmeye sebep olur. Fakat, bu belirtiler kişiselleştirilmediğinde ve doğru bir biçimde yeniden yorumlandığında kişi, zayıf veya değersiz olmadığına dair kanıtlar bulabilir hale gelecektir. Bunun için gerekli olan çoğu zaman içsel yolculukta daha önce faydalanılmış, işlevsel ve güçlü yönlerin ortaya çıkarılması ve bunlardan yararlanılmasıdır. Kişi kendisine neyin iyi geldiğini, hangi eylemlerin iyi hissettirdiğini ve nasıl desteklere ihtiyacı olduğunu belirlemeli, böyle zamanlarda başvurabilmelidir.
Bazı zamanlar kabullenmek güç de olsa başarı için dışarıdan bir destek gerekebilmekte, eşlikçinin bulunması önemli olabilmektedir. Tek başına yapma gereksinimi sorgulanmalı ve yeri geldiğinde yardım alınabilmelidir. Aksi durumda bu gereksinime dair yanılgı kendini sabote etmeye sebep olabilir.
Bununla birlikte rutinler, aynılaşma ve durağanlık da bazen depresyonu artıran faktörler arasında olabilmektedir. Alışkanlıkların dışına çıkmak ve yeniliklere açık olmanın her ne kadar konfor alanının terkini gerektirdiğinde, tedirgin eden bir yanı da olsa depresyonun üstesinden gelmeye, ihtiyaç duyulan devinim kabiliyetini kazanmaya, burada bir başarı yakalanıp yeniden umudu var edebilmeye dair inancı artırabilir. Faydalı alışkanlıklar, sürekliliği sağladıkça oturur fakat bazen başka ihtiyaçlar ile çelişmesi halinde bu süreklilik sekteye uğrayabilmektedir. İhtiyaçlar ve bu ihtiyaçların karşılanması için nelere ihtiyaç olduğu belirlendiğinde, öncesinde kabul edilip içeride ve dışarıda bu kaynakların arayışına çıkılabilir.
Bazen çok kaygılı hissetmek olsa da, bu kaygının ne kadar yakın ne kadar uzak ve ne kadar gerçek olduğu araştırılmalıdır. Kaygının kaynağının peşine düşülmeli, daha sonra kaygıyı gidermenin yolları aranmalıdır. Kaygıya neden olan sebepler bazı durumlarda oldukça tutarsız olabilmektedir. Bu gibi durumlarda bu tutarsızlıklar giderilmelidir. Örneğin; kişi daha önce birçok kez yaptığı bir sunum için şu an yapamayacağına inanıyor olduğunda, daha önce gerçekleştirmiş olduğu sunumda edindiği başarı kendisine hatırlatılabilir.
Bir düşünce hatası olarak, başarıdan çok başarısızlığın, ne yapıldığından çok ne yapılmadığının düşünülmesine sıkça rastlanır. Fakat bunu tersine çevirmek mümkündür. Örneğin gidilmeyen spor antrenmanları yerine o hafta okunan kitaplara odaklanmak da bir seçenektir.
Tüm bu düşünceler ve odaklanılan noktalar da günden güne, duyguduruma göre değişiklik gösterebilmektedir. Uzun vadede depresyon belirtilerinin etkileri üzerinde çalışmak mümkündür. Çalışmalar sayesinde güçlü yönler açığa çıkarılabilir, yetenekler dahilinde başarılar artırılabilir, kaynaklara erişim sağlanabilir ve daha sağlıklı ve uyumlu bir yaşam sürdürülebilir hale gelir.
*Uzman Klinik Psikologlarımızdan randevu almak için 0534 960 27 78'den bizi arayabilir veya info@nutrist.com.tr ' ye mail atabilirsiniz. Online randevu almak için tıklayınız.