‘’Öğün atlarsam az yemiş olurum ve böylece hızlı bir şekilde kilo kaybederim’’
Ana ve ara öğünlerimiz dahil olmak üzere öğün atladığımız sürece kan şekerimiz olumsuz etkilenecektir ve bu bir dahaki öğünde kontrolsüzce beslenmemize sebep olur ayrıca vücut uzun süreli ertelenen öğünler sebebiyle sonrasında alınan besinleri depolama eğilimi gösterecektir.
‘’Diyette ekmek yenmez’’
Ekmek bizim yegane karbonhidrat kaynaklarımızdandır ve aşırıya kaçılmadığı sürece vücudumuzun ekmekten gelen karbonhidrata da ihtiyacı vardır. Günlük enerjimizin yaklaşık %50-55'i karbonhidratlardan sağlanmalıdır bu yüzden ekmek vb. tahıl grubunu hayatımızdan tamamen çıkararak bunu sağlamak olanaksızdır.
‘’Diyetten daha etkili bir sonuç almak için zayıflama ilaçlarına da başvurmalıyım’’
Zayıflama ilaçlarının kullanımı, beyin fonksiyonlarında azalmaya, kalıcı tiroid hasarına, kötü beslenmeye, kardiyovasküler hastalıklara, şeker hastalığı ve kanser gibi hastalıklara neden olabilmektedir. Dolayısıyla zayıflama ilaçları başvurduğumuz bir yöntem değildir.
‘’Diyette meyve tüketilmez, meyvede şeker var’’
Meyvelerde fruktoz dediğimiz meyve şekeri bulunmaktadır. Ama meyve şekeri dediğimiz fruktoz sadece çok yüksek dozlarda alındığında bizim için tehlike oluşturmaktadır. O tehlikeli seviyeye meyve tüketerek ulaşmak ise oldukça güç! Beslenmemizde günlük 'porsiyon' miktarlarına dikkat edildiği sürece meyveleri dahil etmeliyiz. Çünkü meyveler bizim için aynı zamanda vitamin- mineral ve bol lif kaynağıdır.
‘’Light ürünler kilo aldırmadığı için sınırsızca tüketebilirim’’
Bu çok yanlış bir algıdır. Light ürünler diğer ürünlere göre yağı azaltılmış ve biraz daha az kalori içeren ürünlerdir ama bu sınırsız tüketilebileceği anlamına gelmemektedir. Bu ürünler sınırsız tüketildiğinde kilo vermekten ziyade kilo alımına neden olacaktır. Sonuçta kilo kontrolü sağlamak için alınan ve harcanan enerji miktarına dikkat etmeliyiz.
‘’Diyet demek yağsız beslenmek demektir’’
Yağlar vücudumuz için bazı hormonlar ve A, D, E, K gibi yağda çözünen vitaminlerin emilimi için de oldukça gereklidir. Ayrıca yağlar tokluk süremizi de uzatır. Doymuş yağ, trans yağ vb. (oda sıcaklığında katı olan yağlar) yerine ceviz, badem, zeytinyağı, avokado vb sağlıklı yağlar ve sağlıklı yağları içeren besinlerin tüketimi arttırılmalıdır. Yağ tüketiminin olmadığı sağlıklı bir beslenme programı düşünülemez.
‘’Tek tip bir beslenerek hızlıca kilo kaybedebilirim’’
Hiçbir besin tek başına mucizevi bir etki yaratamaz, tek tip beslenmek birçok açıdan zararlı etkiye sahip olduğu gibi sosyal yaşantıda da sürdürülebilir bir beslenme şekli değildir. Günlük beslenme programı karbonhidratlar, proteinler ve yağlar gibi makro moleküllerin yanı sıra mikro moleküllerden de desteklenmiş bir şekilde planlanmalıdır.
‘’Su içersem bu bana ödem olarak geri döner, su tüketimimi sınırlandırmalıyım’’
Bu yanılgının aksine yeteri kadar su tüketimi kişinin iştahını azaltıp, metabolizma hızını arttırıp kilo kaybına destek olur. Ayrıca fiziksel performansı üst seviyeye çıkardığı gibi kabızlığı da önleyici ve azaltıcı etkiye sahiptir.
‘’Belli bir besini yasak sayıp, tüketildiğinde de kendini cezalandırma’’
İnsan sosyal bir canlıdır, herhangi bir besini tamamen yasak ve yenemez gözüyle bakmak anlamsız olacaktır. Genel olarak amaç sağlıklı beslenme alışkanlığını kişiye kazandırmaktır, çok arzulanan bir şeyi miktarınca tüketip sonrasında da dengelediği sürece diyet bozulmuş sayılmaz. Herhangi bir cezalandırma söz konusu olmamalıdır. Bu kadar katı bir şekilde beslenme sürdürülemeyeceği gibi diyete karşı yanlış algılar ve korkutucu bir bakış açısı kazanmanıza neden olur.
‘’18.00'dan sonra hiçbir şey yenmez’’
Beslenme programı kişiden kişiye göre değişir, herkesin diyet listesi kişinin gereksinimlerine göre belirlenir. Yani diyet kişiye özeldir! Saat 18.00'dan sonra bir şeyin yenmemesi gibi genel geçer bir kural yoktur. Yatmadan 1.5-2 saat önce olmak üzere son bir ara öğün tüketilmesi kilo verme/kontrolünde yardımcı olmaktadır.
Beslenme Danışmanlığı için randevu almak veya ücretsiz ön görüşme yapmak için tıklayınız.