Yemek sadece hayati bir beslenme kaynağı değil, aynı zamanda başkalarıyla ilişkilenmenin ve iletişim kurmanın, rahatlamanın, bir şeyleri kutlamanın, yas tutmanın, sosyalleşmenin bir yoludur. Yeme alışkanlıklarımız günlük hayatımız ve geleneklerimize bağlı oluştuğu için aşırı ve düzensiz yeme, duygusal yemenin güçlü duygular, çevremiz ve başkalarıyla olan ilişkilerimizin kombinasyonu gibi faktörlerden etkilenmesi kaçınılmazdır. Diğer bir deyişle, duygular ile yemek yeme ve baş etme birbirleriyle bağlantılıdır.
Kadınlar üzerinde yapılan bir araştırma sonuçlarına göre; suçluluk ve üzüntü gibi olumsuz duygular, aşırı yeme gibi yeme bozuklukları riskini artırabilir. Kişinin duygularına tepki verme şekli, aşırı yeme ve duygusal yeme gelişimini etkileyebilir.
Davranışsal tepkiler, bireyin duygularını düzenleme yeteneğine bağlıdır. Artan sosyal destek ve azalan çevresel stres, olumsuz duyguların aşırı yeme ve duygusal yeme üzerindeki etkisini azaltabilir. Bu nedenle, araştırmalar duygu düzenleme becerilerine ek olarak çeşitli baş etme yöntemlerinin aşırı yeme ve duygusal yemeyi önlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.
Günümüzde birçok insan yemeyi duyguları düzenlemenin ve kendini yatıştırmanın bir yolu olarak görmektedir. Üzgün, stresli ve endişeli olma halinde, kişi rahatsız edici duyguları ile baş etme sürecinde sıkça yiyeceklere başvurur. İşe yaradığını gördüğünde ise bu yoldan ilerlemeyi sürdürür. Çünkü yemek, hazza kısa yoldan kolayca ulaşmanın önünü açar. Böylelikle duygusal yeme veya aşırı yeme bir alışkanlık haline gelir.
Bu gibi durumlarda olumsuz duygular ile başa çıkmanın etkili stratejilerinden yararlanılmalıdır. Stratejiyi biliyor olmak davranışı değiştirmede çoğu zaman tek başına işlevsiz kalabilmektedir. Daha sağlıklı yeme alışkanlıkları edinmek, yemeyle olan ilişkinin yeniden yapılandırılması ve işlevli bir hale dönüştürülmesine yardımcı olabilir. Örneğin açlık ve tokluk ipuçlarını fark etme, yiyecekleri daha yavaş tadını alarak tüketme, bilinçli bir şekilde yeme gibi stratejiler faydalı olacaktır. Aynı zamanda duyguların farkında olmak, temas etmek ve kabullenmek olumsuz duyguların zamanla yatışmasını ve baş etmeyi uzun soluklu olarak mümkün kılacaktır.
Kişi aynı zamanda, yeme dürtüsü geldiğinde başka ne yapılabilir? sorusu ile adımlar atarak yemenin yerine daha sağlıklı aktiviteler koyabilir. Ek olarak tetikleyicileri azaltmak, stres faktörlerinin farkına varmak faydalı olacaktır. İyi gelen ne varsa keşfetmek, sosyal desteği artırmak gelişimin önünü açar. Yardımcı olabilecek destek kaynaklarına ulaşmada terapistlerin etkin rolü vardır. Farkındalık, kabullenme ve başa çıkmanın geliştirilmesi terapi sürecinde mümkündür. Düzenli olarak bir uzman ile görüşmek zihni, bedeni rahatlatacaktır. Böylelikle yemeyle olan ilişkiniz zamanla düzelerek daha uyumlu bir ilişki yeniden kurulacaktır.
*Uzman Klinik Psikologlarımızdan randevu almak için 0534 960 27 78'den bizi arayabilir veya info@nutrist.com.tr ' ye mail atabilirsiniz. Online randevu almak için tıklayınız.