Endometriozis Nedir?
Rahim içini kaplayan endometrium dokusunun rahim yerine yumurtalık, tüpler gibi üreme organları, karın boşluğu veya başka organlarda yerleşip orada büyümesine endometriozis denir. Bu doku kendini vücuttan dışarı atamaz, dokunun sebep olduğu kanama çevre dokularda enfeksiyona ve şişmeye sebep olur. Halk arasında çikolata kisti olarak da bilinir.
Endometriozisin nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. Belirtileri, ağrılı adet, ağrılı cinsel ilişki, kabızlık, şişkinlik, hazımsızlık, karın ağrısı, adet düzensizliği, kanlı idrar olabilir. En önemli belirtileriden biri de infertilitedir. Belirti vermediği durumlarda olabilir, ameliyat veya ultrasonografi sırasında görülebilir. Üreme çağında (15-49 yaş) sık görülen bir hastalıktır ve en çok 30’lu yaşlarda görülmektedir. İnfertilite tanısı olan kadınlarda %30-40 oranında görülmektedir. 13-19 yaş grubundaki genç kızlarda sık rastlanmamakla birlikte şiddetli adet ağrısı olan ve ağrı kesicinin etkilemediği kişilerde bulunma olasılığı vardır.
Risk faktörleri olarak, sık, fazla ve uzun adet görmek, geç menopoza girme, beyaz ırk, infertilite, doğuştan rahim anomalileri, ailede endometriozisli birey olması, yağlı yiyeceklerle beslenmek, fazla et tüketimi, fazla kafein tüketimi olarak sayılabilir.
Endometriozis Tedavisinde Diyetin Faydası Olabilir mi?
Beslenme şekli endometriozis oluşumuna sebep olmasının yanı sıra dikkat edildiği takdirde tedavisine de katkı sağlayabilmektedir. Temelde sağlıklı beslenme yer almaktadır. Endometriozise sebep olan mekanizmaya baktığımızda, inflamatuar yani iltihabi bir süreç olduğunu ve bunun da zamanla yayıldığını görmekteyiz. Bu nedenle öncelikle sağlıklı beslenirken bu süreci durduracak veya en azından yavaşlatacak bir yol izlemeliyiz. Bu yolda da antiinflamatuar diyet uygulanabilir. Bu diyeti uygularken dikkat edilecekler:
SU: Vücuttaki temel yapı taşları ve mineral ihtiyacını karşılarken aynı zamanda atıkları da vücuttan uzaklaştırma görevi açısından vazgeçilmezlerimiz arasında ilk sıradadır. Bunun için günde 2-3 litre su tüketilmelidir.
KOYU YEŞİL ve MOR SEBZE-MEYVELER: Çeşit çeşit ve renkli sebze-meyvelere diyette yer verilmelidir. Ancak koyu yeşil ve mor meyve-sebzeler istediğimiz antiinflamatuar etkiyi yaratmaya yardımcı olcak besinlerdir. Bu besinlere diyette daha fazla yer verilmelidir.
TAHILLAR: Beslenmede önemli yer tutan tahılları bu süreçte kısıtlamak hatta mümkünse çıkarmak gerekebilir. Tahılların genetiğiyle oynanması ve glüten içermesi vücutta iltihabi reaksiyonları tetikleyecektir. Endometrioziste yaşanan ağrıların artmasına ve zaman içinde şiddetlenmesine neden olmaktadır. Bu nedenle arpa, çavdar, buğday, irmik gibi besinler yerine nohut, mercimek, karabuğday, kinoa, gibi besinleri tercih edebilirsiniz.
FAST FOOD KÜLTÜRÜ: Bu tür yiyeceklerin içerdiği pek çok kimyasal ve yüksek trans miktarda yağlar iltihabi reaksiyonları şiddetlendirmekte ve endometriozis gelişimine zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle uzak durulması gereken besinlerdir.
ASİTLİ ve ŞEKERLİ İÇECEKLER: Asitli ve şekerli içecekleri tamamen hayatınızdan çıkarmanız faydalı olacaktır. Bunun yanında kafeine de dikkat etmek gerekir, tüketimi sınırlandırılmalıdır.
RAFİNE ŞEKER: Kesinlikle tüketilmemesi gereken besinler arasındadır. Şeker ve şekerli ürünler iltihabı artırarak hastalık derecesini ve ağrıyı tetikleyecektir.
SAĞLIKLI YAĞLAR: Yağ ihtiyacını soğuk sıkım sızma zeytinyağı, balık yağı, Hindistan cevizi yağı, avokado, badem ve ceviz gibi kuruyemişlerden karşılayarak, trans yağ içeren besinler, katı yağlar, mısırözü, ayçiçek yağından uzak durulmalıdır.
Online Randevu Almak İçin Tıklayınız.
UYARI: Bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Beslenme tedavisi kişiye özeldir. Hangi diyet türünün sizin için uygun olduğuna tıbbi durumunuz, beslenme şekliniz, sosyal yaşantınız vb. daha birçok etken göz önünde bulundurularak bir Beslenme uzmanı (Diyetisyen) tarafından karar verilmelidir.