Tarih boyunca bilim, sanat, kültür gibi kavramlar değişime uğradığı gibi, ideal vücut anlayışında da zaman içinde aynı durum yaşanmıştır. Bu ideal anlayışı insanlara, özellikle de kadınlara dayatılan güzellik algısının en önemli baskı unsuru olmuştur. Dünyanın farklı yerlerinde farklı “ideal” anlayışları dönem dönem hakim olduğunu görmekteyiz.
Örneğin çok eski zamanlarda, 15. ve 18. yy arasında yuvarlak hatlı, bugün kilolu olarak adlandırılan vücut tipi ideal olarak görülüyordu. İnsanlar kiloyu zenginlik göstergesi olarak kabul ettiklerinden bir insanın kilolu olması onun varlıklı olduğunu düşündürüyor ve çekici kılıyordu, tam tersi zayıf olması ise aç ve fakir olarak görülmesine neden oluyordu. Aynı yıllarda ideal erkek vücudu yine aynı nedenlerden dolayı “geniş bel çevresi, hafif göbek” üstünden tanımlanıyordu.
1920-30’lu yıllara gelindiğinde kısa saçlı ve ne kilolu ne de zayıf bedenler ideal haline geldi. 1930’lardan itibaren ise ekranda uzun görünebilmek için gittikçe zayıflayan Hollywood aktörleri, 90-60-90 ölçüleriyle ve kıvrımlı bedenleriyle ideal olarak tanımlanan aktristler karşımıza çıktı. Sıska kadınlardan hiç hoşlanılmadığı için kadınlar bölgesel kilo almaya başladılar. 1980’lerde erkekler Arnold Schwarzenegger ve Silvester Stallone gibi ikonların öncülük ettiği “aşırı kaslı” olma fikrini ideal vücut olarak benimserken, kadınlar olabildiğince ince ve uzun olmaya çalışıyordu.
Günümüze yaklaşırken ise 2000’ler boyunca etkisini sürdüren bu ideallik algısı, kadınlarda Latin Amerika kültürünün yayılmasıyla yerini yuvarlak hatlara ve bronz tene bırakmıştır. Erkeklerde ise hafif kaslı vücut-uzun boy ideal olarak kabul edilmeye başlanmıştır.
Kısacası medyanın oyuncular, modeller ve şarkıcılar üzerinden aktardığı ideal algısı tarihin her döneminde diğer tüm kavramlar gibi değişikliğe uğramıştır. Her dönem değişen bu algıya uymak uğruna insanlar sağlıklarını göz ardı ederek aşırı düşük kalorili diyetler, bölgesel kilo alma çalışmaları, gereksiz takviyeler ve vücutlarını sıkan korseler gibi yöntemlere başvurmuştur.
Günümüzde ise sosyal medyanın photoshoplar ve efektlerle beslediği bu anlayıştan sıkılan insanlar “beden olumlama hareketi” adı altında bedenlerinin “kusur” olarak görülen parçalarını paylaşıyor ve medyanın gerçekçi olmayan güzellik standartlarına başkaldırıyor.
Görüldüğü üzere her dönem farklı vücut tipleri ideal bulunmuştur. En önemlisi kişinin fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olmasıdır. Kişinin kendine özgü ideal kilo aralığını koruması ve kendine uygun beslenmesini sürdürmesi en doğru davranış olacaktır.
Uzman Diyetisyen ekibimizden randevu almak için tıklayınız.
UYARI: Bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Beslenme tedavisi kişiye özeldir. Hangi diyet türünün sizin için uygun olduğuna tıbbi durumunuz, beslenme şekliniz, sosyal yaşantınız vb. daha birçok etken göz önünde bulundurularak bir Beslenme uzmanı (Diyetisyen) tarafından karar verilmelidir.