Polikistik over sendrom (PKOS) kadınlarda en sık görülen endokrin bozukluklardan bir tanesidir ve üreme çağındaki kadınların yaklaşık %7'sini etkilemektedir. PKOS’lu kadınların testosteron seviyeleri yüksektir. Bu durum düzensiz adet görme ya da adet görememe, doğurganlıkta azalma (kısırlık – infertilite) ve anormal kıllanma (hirşutizm) sebep olur. Çoğu kilolu ya da obez kategorisindedir (BKI > 25). Kan insülin seviyelerinde yükselme, insülin direnci, bozulmuş kan yağ profili gibi metabolik anormallikler görülmektedir. Sonuç olarak PKOS’lu kadınlar diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, uyku apnesi ve kanser açısından risk altındadırlar.
Antidiyabetik ilaçlar insülin direnci, yükselmiş serum testosteronu ve kolesterol düzeylerine yardımcı olsa da PKOS için bilinen bir tedavi yöntemi yoktur. Hastalığın ana nedeni olan fazla kilo ve obezite, polikistik over sendromu olan kadınların %40-80'inini etkileyen en önemli sorundur. Bir başka değişle, bilimsel araştırmalara göre polikistik over sendromu tanınız varsa kilolu veya obez olma riskinin diğer bireylerin tam 5 katı kadardır. Bu nedenle obezite ve insülin direncini düzenleyecek diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişikliği tedavisi polikistik over hastalarında büyük önem taşımaktadır.
Önceleri epilepsi hastaları için geliştirilmiş olsa da son dönemde yapılan çalışmalar "Ketojenik Diyet" tedavisinin PKOS'ta da faydalı olduğunu göstermektedir.
Karbonhidrat, protein, yağ ve enerji bakımından farklı tipte Ketojenik diyet planlasa da genel hatlarıyla düşük karbonhidrat, yüksek yağ ve ihtiyaç kadar proteinden oluşan diyetlerdir. Ketojenik diyetlerde vücut enerji üretimi için glikoz yerine yağlardan oluşturduğu keton cisimciklerini kullanır. Keton cisimcikleri insülinden bağımsız metabolizmaya sahip oldukları için PKOS 'da bozulan insülin dengesi yeniden kurulmaktadır. Ayrıca yağ içeriği zengin bir diyet olması, sindirim süresinin uzamasına neden olarak bireylerin tok daha fazla yemek yemelerini önlemektedir. Bu durumda, ketojenik diyet uygulayan polikistik over sendromu yaşayan kadınların kilo kaybını ve diyet sürecine olan uyumlarını kolaylaştırmaktadır. Fazla kiloların verilmesi insülin seviyelerini daha da iyileştirir ve sonuç olarak birbirini destekleyen bu iki mekanizma ile hastalık kontrol altına alınabilmektedir.
Mavropoulos ve arkadaşları ketojenik diyetin PCOS üzerine etkisi üzerine bir pilot çalışma gerçekleştirmişler. 18-45 yaşlarında, BKI 27 kg/m2 nin üzerinde, kronik adet görememe ve/veya yüksek testosteron seviyeleri göz önünde bulundurularak PKOS teşhisi almış 25 kadını dahil ettikleri 6 ay süren çalışma boyunca kadınlara günlük 20 gramdan daha az karbonhidrat içeren sınırsız hayvansal gıda (yumurta, et, tavuk, balık vb.), peynir (2-4 değişim) ve sınırsız sebze (düşük karbonhidratlı A grubu sebzeler) den oluşan düşük kalorili ketojenik diyet uygulamışlar. Aynı zamanda, katılımcıların günde en az 8 bardak su içmelerini teşvik ederken, kahve ve alkol tüketimi sınırlandırmışlar. Çalışmanın başlangıcı ve 2., 4., 12., 24. haftalarında kan basıncı, laboratuvar testleri ve diyete bağlılığı ölçmek amacıyla kişilerin tuttukları diyet günlüklerine ve diyetin etkinliğini gösteren idrarda keton düzeyine bakılmıştır. Çalışmayı başarılı bir şekilde sonlandıran 5 kadında vücut ağırlığında %12, yüzde serbest testosteronda %22, LH/FSH oranında %36 ve açlık insülininde %54 azalma görülmüştür. İnsülin, glukoz, HgA1C, trigliserit seviyelerinde anlamlı değişiklikler görülmezken 5 kadından 2’si daha önceki problemlere rağmen gebe kalmayı başarmışlar. Her ne kadar bu çalışmada katılımcı sayısı düşük olsa da, ketojenik diyetin etkinliğini gösteren pek çok çalışma halen yapılmaktadır.
Bu bağlamda polikistik over sendorumunuz varsa ketojenik diyet tedavisinden fayda görebilirsiniz. Ancak, sizin için doğru diyete mutlaka diyetisyeniniz karar vermelidir.
Beslenme Danışmanlığı için randevu almak veya ücretsiz ön görüşme yapmak için tıklayınız.