Her konuda “en iyisini yapmalıyım” diye düşünür müsünüz?
Ya da “en iyisini yapmalıyım” düşüncesi nedeniyle işlere hiç başlayamadığınız olur mu?
Eğer böyleyse ve hayatınızda daima “siyah ve beyaz”lar varsa çoğunlukla yaptığınız işler sizi tatmin etmeyebilir.
Çoğumuz mükemmeliyetçiliğin olumlu bir şey olduğunu düşünürüz. Ancak araştırmacılar bu özelliğin içerdiği tehlikelere ve sağlık sorunlarına dikkat çekiyor.
Mükemmel diye birşey doğada yoktur
Öğrenmenin en büyük koşulu hata yapmaktır
Mükemmelliyetçi tutum kişiye zarar vererek depresyon, kaygı, takıntı, beslenme bozuklukları, kronik yorgunluk, uykusuzluk, kronik ağrılar, hazımsızlık ve intihar gibi birçok probleme neden olur.
Aynı zamanda gerçekçi olmayan standartlar koymaya neden olur. Başarısızlık karşısında öfke, üzüntü, utanç ve suçluluk yaratır.
Bunun yanı sıra, hayatınızda siyah ve beyazlar olduğu zaman çoğunlukla”ya hep ya hiç “ diye düşünürüz ve bu bizi aslında memnun etmez. Örneğin; “ya listeme birebir uymalı ve hiç kaçamak yapmamalıyım ya da bir kere kaçırdıysam o gün istediğim her şeyi yiyebilirim” düşüncesi mükemmeliyetçi yapıda bir düşüncedir ve beslenme bozukluklarının temelini oluşturur.
En iyisi biz siyah ya da beyazlardan uzaklaşıp gri tonlara yönelelim. Bunun için zihnimizden geçen ”ya en iyisi ya da hiç” stilinde mükemmeliyetçi düşüncelere ‘DUR’ diyelim ve orta noktayı bulalım.
Unutmayım sağlıklı olan dengeyi kurmak “ORTA” noktada olmaktır.
Ve son olarak, mükemmelliyetçi yapıda olmak depresyon, yeme bozuklukları, kaygı, özgüven sorunları ve öfke patlamaları gibi sorunlara yol almaktadır.
UYARI: Bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Psikolterapi tedavisi kişiye özeldir.