Terk edilme korkusuna sahip olduğunuzda, "her an ilişkim bitebilir, her an beni terk edebilir" gibi düşüncelerle boğuşarak ilişki içinde sürekli kendimizi korku ve kaygılarımızda mücadele ederken buluruz. Bunun sonucunda sürekli farkında olmadan düşüncemizi doğrulamak için karşımızdakini izleyebiliriz. Sonrasında ise olay "kendini gerçekleştiren kehanet"e doğru gider. Biz farkında olmadan karşımızdaki insanı bizden uzaklaştıracak davranışlarda bulunuruz. Örneğin; mesaja geç cevap verdiğinde "bak işte ayrılmak istiyor ondan cevap vermiyor" düşüncesiyle karşımızdakinin üstüne çok düşüp ya da tamamen uzak durup sonucunda gerçekten de partnerimizi ilişkiden soğutabiliriz.
Böyle düşünürseniz terk edilirsiniz anlamına da gelmiyor. Ancak terk edilme korkunuz ilişkinin neşesini, uyumunu kaybettirebilir.
Partnerinize korkuyla yaklaşmak yerine daha uyumlu ve ılımlı yaklaşmalıyız. Örneğin; "seninle görüşmek ve konuşmak istiyorum" gibisinden daha çok istek ve ihtiyaçlarınızı uygun dille ifade edebilirsiniz.
Kendinize şunu sorabilirsiniz; "hiç terk edilmeyeceğimden emin olsaydım, ilişkide neyi nasıl daha farklı yapardım?"
Belki de terk edilme korkunuz nedeniyle fazla endişe duyup karşınızdakinin tüm ihtiyaç ve isteklerini karşılayıp kendi ihtiyaçlarınızdan vazgeçiyorsunuz. Bu nedenle kendinize bu soruyu sorarak ihtiyacınızı da ifade edebilen bir yerden ilişkinizi sürdürebilirsiniz.
Peki şimdi de terk edilme korkusunun yol açabileceği farklı bir sonuçtan söz edelim. Terk edilme korkusuna sahip olan kişiler farkında olmadan çoğunlukla bu korkuyu besleyecek kişilere yönelebilirler.
Bize iyi gelecek ve sağlıklı ilişkiler kurabileceğimiz kişiler bize kardeşçesine duygular uyandırırken; terk edilme korkumuzu besleyecek kişilere yoğun ilgi duyabiliriz.
Peki ne yapacağız bizde hiç ilgi uyandırmayan kişilerle mi birlikte olacağız?
Tabii ki hayır. Ancak “ruh ikizimi buldum’ şeklinde yoğun ilgi uyandıran kişilerden uzak durmakta fayda var. Çünkü çocukluğumuzda yaşadığımız derin duyguları tetikliyor olabilirler.
En önemlisi de bir ilişkiye başlama kararı almadan vereceğimiz kararı sadece yoğun duygulara bırakmadan yarar ve zarar analizi yapmakta fayda vardır.
UYARI: Bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Psikolterapi tedavisi kişiye özeldir.
