Sevilen birinin ölümü, işini kaybetmesi, bir ilişkinin sona ermesi veya herhangi bir şeyin kaybı yasın kendisidir. Yas evrenseldir bir durumdur. Hemen hemen herkes hayatının bir döneminde yas ile en az bir kez karşılaşmış olacaktır. Yas evrensel bir durum olmasına rağmen çok kişisel bir süreçtir. Herhangi bir düzeni ya da olması gerekeni yoktur. Üzülebilir, ağlayabilir, gülebilir, bağırabilir ya da hiç tepki verilemeyebilir. Haliyle yas için tek bir doğru olmamasıyla birlikte, her kişinin yasın beş aşamasından geçmesi de aynı olmayacaktır.
Peki nedir bu yas aşamaları?
1. İnkâr
Yas, baskın ve yoğun bir duygudur. İnkar ise yoğun duygulara sebep olan kayıp ve ani değişim içeren durumlara karşı sanki hiç olmamış, yaşanmamış gibi tepki verme halidir. Bu şekilde davranmak durumun yavaş yavaş özümsenmesine ve işlenmesi zaman tanır. İnkar yaygın bir savunma mekanizması olmakla birlikte süreç uzadıkça daha zor bir hal kazanabilir. Ancak inkâr aşamasından çıktıkça, saklanılan, görülmeyen duygular yükselmeye başlayacak ve tüm inkâr edilen ile karşı karşıya kalmak gerekecektir. Bu yas yolcuğunun bir parçası olmasıyla birlikte oldukça zorlayıcı da olabilir.
2. Öfke
Aslında öfke bu süreç için bir maskedir. Taşınılan bir sürü negatif duyguyu gizler. Sahip olunan bu öfke, kaybın sonucunda, kayıpla ilişkili ya da ilişkili olmayan herhangi birine yansıtılabileceği gibi önemsiz bir nesneye de yansıtılabilir. Aslında rasyonel tarafınız o kişinin ya da nesnenin herhangi bir suçu olmadığını bilse de sahip olduğunuz yoğun duygular bu bilgiyi benimsemenize ve uygulamanıza izin vermeyecektir. Ancak öfke azaldıkça, tüm olup biten hakkında daha mantıklı düşünmeye başlayabilir ve bir kenara itilen duyguları hissetmeye başlayabilirsiniz.
3. Pazarlık
Öfkenin yaşanılan durum için bir çözüm olmadığı anlaşıldğı sırada pazarlık aşamasına geçilmiş olur. Yasın yarattığı yoğun duygular sırasında, kontrolü yeniden kazanmanın yollarını aramak çok normaldir. Yasın pazarlık aşamasında, kişisel hatalarımıza veya pişmanlıklarımıza odaklanma eğiliminde olunur. Kayıba karşı olan tüm etkileşim değerlendirilir. Birey kendine “şöyle yapsaydım daha iyi olurdu” şeklinde başlayan cümleler kurar. Kişi, farklı davranabilmiş olsaydı, hayatında bir kayıp olmayacağına dair sert bir varsayımda bulunma eğiliminde olur.
4. Depresyon
Kaybın ilk aşamalarında, duygulardan kaçabilir, onlardan bir adım önde olmaya
çalışabilirsiniz. Yası işleme deneyimi sırasında, yavaş yavaş mevcut durumun gerçekliğine bakmaya başladığı bir zaman gelir ve pazarlık yapmak artık bir seçenek olmaktan çıkar. Ne olup bittiği ile karşı karşıya kalındığı o noktada derin bir üzüntü ile içe doğru çekme eğiliminde olunur. İçe doğru çekilirken; daha az sosyalleşme, çevreyle daha az görüşme vb. davranışların ortaya çıkmasıyla bir izolasyon sürecine girilebilir. Bu süreç ve aşama çok doğal bir yas aşaması olmasına rağmen, kayıp sonucunda depresyonla başa çıkmak son derece zorlayıcı olabilir.
5. Kayıp
Kabul, mutlu ya da canlandırıcı bir yas aşaması değildir. Bu aşama, yasın veya kaybın geçtiği anlamına gelmez. Sadece durumun kabul edildiği ve kimseyi suçlamadan hayata devam edilebileceğinin makul geldiği bir aşamadır. Bazen tekrar geriye gidebilirsiniz ama buna rağmen aslında hala ileridesinizdir.
Ne yapılabilir?
Aslında yas anormal bir duruma verilen normal bir tepkidir. Bu süreçte bağırmak, kızmak, ağlamak, yalnız kalmak gibi tüm eylemler yasın bir parçası olduğu gibi bu davranışların sergilenmemesi de çok doğaldır. Ancak bu aşamalar uzadığında, kişi aşamalarda çok zorlandığında veya gündelik hayatındaki işlevselliğinde bozulmalar yaşandığında uzman desteği önemli olabilmektedir. Yası, doğası gereği biraz zamana bırakmak ama tamamen teslim etmemek gerekmektedir.
UYARI: Bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Psikolterapi tedavisi kişiye özeldir.